Toprağa Sarılın!
Artık üreten
toplum yerine büyük çoğunlukla tüketen toplum olduk. Hayatımız genel manada dört duvar arasında geçmektedir. Toprak görmek
artık şehir merkezlerinde nerdeyse mümkün değil. Ağacı, çiçeği ya uzaktan
seyrediyoruz yada bahçemizde küçük bir saksımız var. Nefes alabilmek için küçük
parklara kaçışıyoruz. Hava ve gürültü kirliliği, yaşamın getirdiği stres, kötü
komşuluk ilişkileri... 100m2 evlerde yarı açık ceza evi modundayız. Televizyon
dizileri gayri ahlaki, reklamlar sürekli tüketime yönelik, göremediğimiz 100
lerce tehlikede cabası. Her dizi villalarda jiplerde geçiyor, çocuklarımız
dışarıdaki hayatı böyle sanıp onlara özeniyor. Artık kuruyemiş dükkanlarında
bile uyuşturucu satılıyor. Kanunlar yetersiz, ceza almıyorlar. Bir yakalanan o
işi bırakacağı yere daha da büyütüyor. Ama daha fazla tedbir alıyor.
Fiziksel aktivite
eksikliğinden onlarca hastalığa kapılıyoruz, vücudumuzda biriken statik
elektriği atamıyoruz. Evde, işe gidip gelirken otobüste, metroda sürekli
elektrik yükleniyoruz. Statik elektrik kalp krizini tetikler, stres altında
hissedersiniz, rahat kararlar alamaz sürekli sıkıntılı hal içinde olursunuz. Bundan
kurtulabilmek için toprağa basmalıyız, toprakla uğraşmalıyız.
Kendi ürettiğiniz, büyüdüğüne
şahit olduğunuz, emek verdiğiniz bir şeyi tüketmek yerine, çocuklarınıza ve
kendinize nerede yetiştiği belli olmayan, gübre, zehir, boya…büyüyüp giden gıda
teröründen de bir nebze uzaklaşmış olursunuz. Kendinize bahane bulmayın.
Toprağa sarılın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder